Entelektüelin Siyasi İşlevi_{Seçme Yazılar 1}

Michel Foucault iktidar iliskileri ve tekniklerinin hayatin en umulmadik alanlarina kadar nüfuz ettigini göstererek yirminci yüzyilin en etkili düsünürleri arasina girdi. Iktidar iliskilerinin karsi çikilmadan kabullenildigi günümüz dünyasina karsi Foucault'nun tahakküm karsiti dünyasini bütün açikligiyla çerçeveleyen alti ciltlik Seçme Yazilar'in ilk cildini sunuyoruz: Entelektüelin Siyasi Islevi.
Fransiz Devrimi'nden Dreyfus Olayi'na, Ekim Devrimi'nden Mayis 68'e Avrupa'nin yakin tarihinde dönüm noktasi olmus siyasi süreçlerde entelektüellerinin oynadigi rol her zaman ciddi bir tartisma konusu oldu. “Entelektüelin siyasi islevi nedir“ sorusuna verilecek cevapsa kaçinilmaz olarak entelektüelin iktidarla, kitlelerle ve toplumsal hakikatle iliskisine dair ayrintili bir analiz gerektiriyor. Foucault'ya göre, on sekizinci yüzyildan beri Batili entelektüel kendini hep evrensel bir hakikatin sözcüsü olarak görmüs ve iktidara karsi yapilan siyasi mücadelelerde bu hakikati bilmeyen kitlelerin binici, vicdani ve öncüsü olmaya soyunmustur. Oysa artik entelektüelin kendine biçtigi bu görevden vazgeçme vakti gelmistir: Entelektüelin baskalarina ne yapmalari gerektigini söylemeye hakki yoktur, çünkü kitleler kendileri için neyin iyi oldugunun bilincindedir. Üstelik, geleneksel entelektüellerin çogu zaman bilimsel bir söyleme dayanarak ortaya attiklari toplumsal, siyasi, ekonomik kehanetler gerçeklesmedigi gibi, verdikleri sözler de yerine getirilmistir.
Ama Foucault'nun bu elestirisi, entelektüelin önderliginin tarihsel sonuçlarindan duyulan bir hayal kirikligindan ibaret degil. Iktidar, hakikat, bilimsellik gibi kavramlarin radikal bir biçimde yeniden düsünülmesine dayali olan ve siyasi anlamda yepyeni bir entelektüel anlayisini getiren karmasik bir teorik elestiri.
Entelektüelin Siyasi Islevi, Bati'da çok genis kapsamli tartismalara neden olan bu yeni entelektüel anlayisinin arkasindaki hakikat ve iktidar analizlerini bir araya getiriyor. Tüm toplumu kusatan iktidar iliskilerinin yeni tahakküm biçimleri yaratmadan nasil degistirilebilecegini düsünmek isteyenler için...