Mimari Metaller

Mimarlik meslegini uygularken belirli dönemlerde memuriyet ve serbest meslek çalismalarim oldu. 1986-1995 seneleri arasindaki serbest meslek çalismalarim sirasinda is geregi bir soguk demir atölyesi ile ortak oldum. Bu dönemde, yeni ve eski eser binalarda, merdiven korkulugundan o zamanlar moda olan degisik tipte çelik kapilara, metal oturma elemanlarindan çati makasina, prefabrik konuttan çelik konstrüksiyon beton santralina kadar çesitli uygulamalarim oldu. Böylece metaller hakkinda bilgi ve tecrübe sahibi oldum. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu, Mimari Restorasyon Programinda 1995 yilinda ögretim üyeligine basladigim zaman, metaller konusundaki tecrübelerimden ötürü Metal Teknolojisi dersini yürütmeye basladim. Bir süre sonra tecrübelerimi ders notu olarak hazirlamak istedigim zaman konunun çok derin oldugunu, teknoloji tarihi, endüstri devrimi, kalip teknikleri, döküm teknikleri, kimya, fizik gibi temel kavramlarla ilintili oldugunu gördüm. Bu denli genis olarak ele almanin gereksiz oldugu ve bir sinirlama getirmek gerekecegi sonucuna vardim. Böylece meslegimle ilgili olan ve bir yapinin olusturulmasinda kullanilan, yapisal veya dekoratif metalleri, yani “Mimari Metaller“ olarak isimlendirdigim metalleri incelemeye karar verdim. Bir yandan da Geleneksel Yapi Detaylarina olan ilgim dolayisiyla Geleneksel Mimaride kullanilmis olan metalleri de bu incelemeye dahil ettim. Böylece kitabin ana hatlari belirlenmis oldu. Bir yapida, yapisal ve dekoratif olarak kullanilan mimari metalleri arastirdigimizda bunlarin esas olarak Bakir, Kalay, Çinko, Kursun, Alüminyum, Demir-Çelik, Nikel ve Krom olduklarini görürüz. Yukarda siralanan mimari asal metallerdir, bir de bunlarin meydana getirdigi, bazen kendilerinden de daha önemli, bronz, pirinç, paslanmaz çelik gibi, alasimlari vardir. Bu konu üzerindeki çalismalarim 1998 yilinda basladi. O zamandan beri mimarlik çevresinden, amaca uygun, yurt içi ve yurt disindan fotograflar çektim. Ancak fotograf çekilmesine süphe ile yaklasan kisi ve kurumlarin tutumu ve bu metallerin özellikle emniyetin gerekli oldugu banka, sirket binasi, sigorta binasi, resmi binalar gibi yerlerde cephe ve giris kapilarinda kullanilmis olmalarindan ötürü çogu zaman engellemelerle karsilastim ve her zaman istedigim fotografi çekemedim. Bu konuda beni hos karsilayan, son derece yardimci olan, istedigim fotograflari çekmeme izin vererek bu kitabin olusmasina katkida bulunmus olan içlerinden bir tanesi hariç Karaköy Persembe Pazari esnafina ve bu birikimi bir kitap halinde basip yayimlamayi üstlenen Birsen Kitabevi'ne özellikle tesekkür ederim. Prof. Dr. Bülent Uluengin- (Tanitim Bülteninden )