Şiir Defterinden Kırk Şair
“Şiir sözcüklerle güzel biçimler yaratma sanatıdır. Ama sözcük nedir? Bir anlamı, bir çağrışımı, bir gölgesi hatta bir rengi ve tadı olan nesnedir. Sözcük insanoğlundan haber verir. Sözcük boş bir kalıp değildir. Ozanın duyguları, düşünceleri, hayalleri, dünya görüşü, felsefesi, kişiliği, her şeyi şiirde belli olur. Sözcükleri tanımak, sevmek, okşamasını bilmek gerek. Hangi sözcük hangi sözcükle yan yana geldiğinde nasıl bir ışık ortaya çıkar? Bunu bilmek gerek.” diyor Cahit Sıtkı Tarancı. Şairin de dediği gibi, şiirler aslında şairlerin iç sesini yansıtır duyabilene, görebilene… Onlardan derin izler taşır. Kimi şairin yüreğinin yangınına şahit oluruz, kimi şairin ise ruhsal çöküntüsüne. Kimi hayata karşı olan memnuniyetsizliğini dile getirirken kimi ise dizeleriyle bize hayat verir. Bazısı beşeri, bazısı İlahî, bazısı ise vatan aşkını aşılar bize mısralar boyunca… Bir kısmı sanatın topluma hizmet etmesi gerektiğini savunurken diğer kısım şiirin sadece sanat için yapılması gerektiğini düşünerek kaygıdan uzak bir şekilde ele alır satırlarını. Kafiye göz için mi, kulak için mi tartışmaları sürer bir süre. Sonrasında da bazı şairler bir araya gelerek seslerini hep bir ağızdan çıkarmaya karar verirler. Kimi ise bunu tek başına üstlenir. Ama hepsinin tek bir gâyesi vardır: Kendi sesine bir aks-i sedâ ve bunu duyurabileceği gönüllü bir yürek bulabilmek. Onunla bütünleşebilmek. Hemhâl olabilmek bir bakıma. Bazen yazdığı şiiri kendisinden daha çok sahiplenebilecek birilerini görmek yanında. Şilili ünlü şair Pablo Neruda‟nın hayatından hayâli bir kesitin anlatıldığı Postacı isimli filmde de şöyle bir cümle geçer: “Şiir onu yazana değil, ona ihtiyacı olana aittir.” Yani aslında şiir yazanın değil, yananın ya da yarasına merhem bulanındır. Bizler ise yangını şiir olan bir evin koridorunun sonundaki odada, duman kokusunu içine çekerek orada ölmeyi bekleyen 40 seçkin şairin, sonsuzluğa uzanan yolunu keşfe çıkan kâşifleriz. Sizlere de bu seyahatte keşfettiklerimizi, dimağlarınıza ve gönüllerinize nakşetmeyi diliyoruz.
- Açıklama
“Şiir sözcüklerle güzel biçimler yaratma sanatıdır. Ama sözcük nedir? Bir anlamı, bir çağrışımı, bir gölgesi hatta bir rengi ve tadı olan nesnedir. Sözcük insanoğlundan haber verir. Sözcük boş bir kalıp değildir. Ozanın duyguları, düşünceleri, hayalleri, dünya görüşü, felsefesi, kişiliği, her şeyi şiirde belli olur. Sözcükleri tanımak, sevmek, okşamasını bilmek gerek. Hangi sözcük hangi sözcükle yan yana geldiğinde nasıl bir ışık ortaya çıkar? Bunu bilmek gerek.” diyor Cahit Sıtkı Tarancı. Şairin de dediği gibi, şiirler aslında şairlerin iç sesini yansıtır duyabilene, görebilene… Onlardan derin izler taşır. Kimi şairin yüreğinin yangınına şahit oluruz, kimi şairin ise ruhsal çöküntüsüne. Kimi hayata karşı olan memnuniyetsizliğini dile getirirken kimi ise dizeleriyle bize hayat verir. Bazısı beşeri, bazısı İlahî, bazısı ise vatan aşkını aşılar bize mısralar boyunca… Bir kısmı sanatın topluma hizmet etmesi gerektiğini savunurken diğer kısım şiirin sadece sanat için yapılması gerektiğini düşünerek kaygıdan uzak bir şekilde ele alır satırlarını. Kafiye göz için mi, kulak için mi tartışmaları sürer bir süre. Sonrasında da bazı şairler bir araya gelerek seslerini hep bir ağızdan çıkarmaya karar verirler. Kimi ise bunu tek başına üstlenir. Ama hepsinin tek bir gâyesi vardır: Kendi sesine bir aks-i sedâ ve bunu duyurabileceği gönüllü bir yürek bulabilmek. Onunla bütünleşebilmek. Hemhâl olabilmek bir bakıma. Bazen yazdığı şiiri kendisinden daha çok sahiplenebilecek birilerini görmek yanında. Şilili ünlü şair Pablo Neruda‟nın hayatından hayâli bir kesitin anlatıldığı Postacı isimli filmde de şöyle bir cümle geçer: “Şiir onu yazana değil, ona ihtiyacı olana aittir.” Yani aslında şiir yazanın değil, yananın ya da yarasına merhem bulanındır. Bizler ise yangını şiir olan bir evin koridorunun sonundaki odada, duman kokusunu içine çekerek orada ölmeyi bekleyen 40 seçkin şairin, sonsuzluğa uzanan yolunu keşfe çıkan kâşifleriz. Sizlere de bu seyahatte keşfettiklerimizi, dimağlarınıza ve gönüllerinize nakşetmeyi diliyoruz.
Format:KitapStok Kodu:9786059889926Boyut:13.50x21.00Sayfa Sayısı:208Basım Yeri:İstanbulBaskı:1Basım Tarihi:2016-08Kapak Türü:CiltsizKağıt Türü:2. HamurDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim31,6031,60311,4134,2466,0136,0594,2037,83123,3039,61Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim31,6031,60311,4134,2466,0136,0594,2037,83123,3039,61Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim31,6031,60311,4134,2466,0136,0594,2037,83123,3039,61Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim31,6031,60311,4134,2466,0136,0594,2037,83123,3039,61Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim31,6031,60311,4134,2466,0136,0594,2037,83123,3039,61Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim31,6031,60311,4134,2466,0136,0594,2037,83123,3039,61Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim31,6031,603--6--9--12--