Susmak Derdi
Liste Fiyatı :
115,00
İndirimli Fiyat :
90,85
Kazancınız :
24,15
9786051854342
680879
https://www.okuyanboga.com/susmak-derdi
Susmak Derdi
90.85
Tüm öykülerini Kimse Bilmesin'de topladığımız Abdullah Ataşçı'dan yeni bir öykü kitabı. Bu öyküler, yüzyıllık bir Türkiye fotoğrafı, farklı bölgelerden, köklerden insan manzaralarından acının ve kaderin kimliksiz olduğunu anlatıyor. Susmak Derdi, zamanın azabında bu coğrafyanın ruh atlasında bir gezintiye çıkarıyor okuru. Susmanın, nasıl büyük bir dert olduğunu sadece insanlara değil, doğadaki en küçük bir varlığa dahi hissettiren Rukiye, 1915 senesinde Rize'de karşılıyor bizi. Rukiye'den sonra şehirden şehre gidiyoruz. Susmanın başka bir hâlini bu defa Sarkis'te, Mıhmığ'da, Lena'da ve diğerlerinde okuyoruz. En sonunda başka bir dilde susmanın insanı nasıl çaresiz bıraktığını Samirra gösteriyor bize, 2019'da Ankara'da.
Kelimeler başta olmak üzere zaman içerisinde insanlar, aşklar, meslekler, evler, yollar her şey değişiyor ama değişen pek bir şey yok aslında. Bu coğrafyanın hikâyesi de kendini tekrar ede ede büyüyor. Susmak Derdi buna bir itiraz…
Yağmur yağmadı, kızıl bir ses geçti boşluktan. Boşluğun uzayan damarlarında bir ânın pıhtılaşması vardı sonra. Yağmur yağsaydı, öyle bildiği gibi en sert hâliyle can acıtan; onu kendine getirebilirdi. Yağmur yağsaydı, dağa bakardı örneğin; orada köyünü, köyünün eski hâlini görürdü, sessizlik içinde bütün seslerini giyinmiş bir çocuğun yüzü büyürdü ardından, çocuğu olurdu bu evvela, ardından torunu.
Yağmur yağmadı, pörsümüş bir görüntünün ucunda duruyordu, bundan emindi artık. Tenine batıyordu bu bilmek hâli, canı acıyordu. Göğe bakıyordu, dağılmış ince bir hamur gibi açılan bulutlara… Göğün bu hâline bir anlam veremiyordu.
Kelimeler başta olmak üzere zaman içerisinde insanlar, aşklar, meslekler, evler, yollar her şey değişiyor ama değişen pek bir şey yok aslında. Bu coğrafyanın hikâyesi de kendini tekrar ede ede büyüyor. Susmak Derdi buna bir itiraz…
Yağmur yağmadı, kızıl bir ses geçti boşluktan. Boşluğun uzayan damarlarında bir ânın pıhtılaşması vardı sonra. Yağmur yağsaydı, öyle bildiği gibi en sert hâliyle can acıtan; onu kendine getirebilirdi. Yağmur yağsaydı, dağa bakardı örneğin; orada köyünü, köyünün eski hâlini görürdü, sessizlik içinde bütün seslerini giyinmiş bir çocuğun yüzü büyürdü ardından, çocuğu olurdu bu evvela, ardından torunu.
Yağmur yağmadı, pörsümüş bir görüntünün ucunda duruyordu, bundan emindi artık. Tenine batıyordu bu bilmek hâli, canı acıyordu. Göğe bakıyordu, dağılmış ince bir hamur gibi açılan bulutlara… Göğün bu hâline bir anlam veremiyordu.
- Açıklama
- Tüm öykülerini Kimse Bilmesin'de topladığımız Abdullah Ataşçı'dan yeni bir öykü kitabı. Bu öyküler, yüzyıllık bir Türkiye fotoğrafı, farklı bölgelerden, köklerden insan manzaralarından acının ve kaderin kimliksiz olduğunu anlatıyor. Susmak Derdi, zamanın azabında bu coğrafyanın ruh atlasında bir gezintiye çıkarıyor okuru. Susmanın, nasıl büyük bir dert olduğunu sadece insanlara değil, doğadaki en küçük bir varlığa dahi hissettiren Rukiye, 1915 senesinde Rize'de karşılıyor bizi. Rukiye'den sonra şehirden şehre gidiyoruz. Susmanın başka bir hâlini bu defa Sarkis'te, Mıhmığ'da, Lena'da ve diğerlerinde okuyoruz. En sonunda başka bir dilde susmanın insanı nasıl çaresiz bıraktığını Samirra gösteriyor bize, 2019'da Ankara'da.
Kelimeler başta olmak üzere zaman içerisinde insanlar, aşklar, meslekler, evler, yollar her şey değişiyor ama değişen pek bir şey yok aslında. Bu coğrafyanın hikâyesi de kendini tekrar ede ede büyüyor. Susmak Derdi buna bir itiraz…
Yağmur yağmadı, kızıl bir ses geçti boşluktan. Boşluğun uzayan damarlarında bir ânın pıhtılaşması vardı sonra. Yağmur yağsaydı, öyle bildiği gibi en sert hâliyle can acıtan; onu kendine getirebilirdi. Yağmur yağsaydı, dağa bakardı örneğin; orada köyünü, köyünün eski hâlini görürdü, sessizlik içinde bütün seslerini giyinmiş bir çocuğun yüzü büyürdü ardından, çocuğu olurdu bu evvela, ardından torunu.
Yağmur yağmadı, pörsümüş bir görüntünün ucunda duruyordu, bundan emindi artık. Tenine batıyordu bu bilmek hâli, canı acıyordu. Göğe bakıyordu, dağılmış ince bir hamur gibi açılan bulutlara… Göğün bu hâline bir anlam veremiyordu.
Format:KitapStok Kodu:9786051854342Boyut:13.50x19.50Sayfa Sayısı:234Basım Yeri:İstanbulBaskı:1Basım Tarihi:2019-01Kapak Türü:Karton KapakKağıt Türü:Kitap KağıdıDili:Türkçe
- Taksit Seçenekleri
- Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim90,8590,85332,8298,45617,28103,65912,08108,76129,49113,87Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim90,8590,85332,8298,45617,28103,65912,08108,76129,49113,87Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim90,8590,85332,8298,45617,28103,65912,08108,76129,49113,87Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim90,8590,85332,8298,45617,28103,65912,08108,76129,49113,87Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim90,8590,85332,8298,45617,28103,65912,08108,76129,49113,87Taksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim90,8590,85332,8298,45617,28103,65912,08108,76129,49113,87Diğer KartlarTaksit SayısıTaksit tutarıGenel ToplamTek Çekim90,8590,853--6--9--12--
Yorumlar (0)
Yorum yaz
Bu ürün için henüz kimse yorum yazmamış.