Ve Zamanın Çoğunda Hiçbir Şey Olmadı

Kasabaya giderek araci beklemek için bir bank bulup oturdum. Önümdeki bir su öbeginde iki serçe ziplayip duruyordu. Biri digerini öbekten su içerken izledi. Suyu içen yanima sekerek yaklasti. Aramizda kaldirim vardi. Onun üzerinden de atlayip bana dogru iki kez siçradi. Kafasini kaldirip bana bakti. Bana bakanin tüyleri digerine göre daha açik renk ve bedeni daha ufakti, disi oldugunu düsündüm. Bu arada digeri suya bir süre bakti ve ardindan benim tarafimdakine dogru üç kez ziplayip tekrar öbegin yanina dogru gitti ama içmedi. O da bakti bana dogru ya da öyle düsündüm. Kafalari bana dogru dönükken mi bana bakiyorlardi, yoksa yana çevirdiklerinde mi, tam bilmiyorum. Derken benden uzak olani suyun içine zipladi, digeri önümde sekip duruyordu. Önümdeki de digerinin yanina sekti bir iki ziplamayla ve hafif bir gezintiye çiktilar su öbeginin etrafinda. Ikisi de ayni anda öbege dalip birkaç damla yuvarladilar gagalarindan asagi. Öbegin üstüne bir aracin yansimasinin düsmesiyle bunlar da uçup gelen aracin tepesine kondular. Gelen araç benim bekledigim degildi, biraz gezinmek üzere devasa dinlenme binasina dogru yol aldim."